Çiğdem Karadeniz PCC, CPCC, ORSC

Career Coach

  • Yeni Koltuğa Oturmak

Tebrikler, yeni pozisyonunuz hayırlı olsun! Ancak herkesin terfiinizden memnun olduğunu zannetmeyin. Bazıları kendileri seçilmediği için çok mutsuz olurlar. Sizin yeni pozisyonunuzu kıskanırlar. Bu sizinle ilgili değil. Bazıları ellerinde olmadan hata yapmanızı isterler. Bir kısım, biat edenler ise sizin üzerinize yatırım yapmaya başlarlar. Onlar için başarının bileti belki de sizdedir. Bu kişilerin amaçları her zaman kötü olmamakla birlikte, yaklaşımları sevimsizdir.

Bazıları ise sizi erkenden teste tabi tutarlar. Sizi sorular sorarak sınarlar. Eğer cevaplarınız onları tatmin etmezse yandınız; artık ya bilmediğinizi itiraf edeceksiniz ya da genel bir cevap verip geçiştireceksiniz. Aslında sorularının amacı yeterince bilmediğinizi ispatlamak ve böylece sizi utandırmaktır.
Birçoğu – umarım birçoğu – bekleyecek ve sizin tutumunuzu değerlendireceklerdir. Siz kendinizi gösterdikçe değerlendirecek ve ona göre sizi ya yargılayacak veya yücelteceklerdir. Sağlıklı olan ve insanlardan beklenen de budur.

  • Otoritenizi Kullanmak

Yeni yöneticilerin çuvalladıkları bir konu varsa o da otoritelerini doğru yerde kullanmaktır. Yeni atanan yönetici “patronculuk” oynamaya kalkar ve etrafa talimatlar veya emirler yağdırırsa bu fena bir başlangıç olabilir. Konuşulanları duymayabilirsiniz ama arkanızdan muhtemelen “aldığı terfi onu sarhoş etti galiba” veya “aldığı sorumluluk yüzünden çıldırdı” veya “kendini dev aynasında görüyor galiba” gibi sözler söylerler.
Böyle bir probleme ihtiyaç yok. Eğer despotça davranmazsanız gerekli zamanlarda göstereceğiniz otorite saygıyla karşılanacaktır. Liderlik ettiğiniz kişiler sizin yöneticileri olduğunuzu o zaman takdirle kabul edecekler. Gösterdiğiniz otoritenin kişisel değil pozisyona bağlı otorite olması çok daha etkilidir. Otoriteyi her zaman kullanmak pek de faydalı değildir.

  • Kişisel İlişkiler Kurmak

Göreve başladığınız ilk günlerde sorumluluk alanınız içerisinde yer alan herkesle iletişime geçmeniz gerekebilir. Bunu ilk hafta yapmayın. İnsanlar sizin yeni rolünüze alışsın, orada olduğunuzu içlerine sindirsinler. Bunu hemen yaparsanız, onları baskı altında hissettirebilir veya gözlerini korkutabilirsiniz. Konuşma zamanı geldiğinde ofisinize çağırabilir ve gerektiği kadar söyleyebilir ve sorabilirsiniz. İlk konuşma detaylı bir sohbet için değil ama iletişimin yolunu açmak için olmalıdır (Fark ettiniz mi? İnsanların ne kadar konuşmasına izin verirseniz, sizin o kadar akıllı bir iletişimci olduğunuzu düşünürler).

  • Yönettiğiniz Kişilerin Arkadaşlarınız Olması

Yeni terfi eden yöneticilerin yaşadığı en önemli sıkıntılardan biri de departmandaki arkadaşlarıyla ilişkilerini nasıl yürütecekleridir. Bu, doğru cevabı hiçbir zaman verilemeyecek bir durumdur. Yeni yöneticilerin en sık sordukları soruların arasında “daha önce birlikte çalıştığım arkadaşlarım benim astlarım olunca hala arkadaş olarak da kalmam doğru olur mu?” gelir.
Kesin olan bir şey varsa, o da şimdi yöneticisi olduğunuz arkadaşlarınıza diğer çalışanlara gösterdiğiniz tutumu göstermenizdir. Ve sorun her zaman onları kayırmanız değil bazen de onlara karşı diğerlerine oranla daha talepkar davranmanızdır.

  • Ekibinizi Yapılandırmak

Zaman içinde, ekibinizi yapılandırmak isteyebilirsiniz. Bunu terfiinizden kısa bir zaman sonra yapmamanız doğru olur. Önce ekibinizin üyelerini iyi tanımanız ve rollerini tam anlamanız daha uygun olacaktır. Yeniden yapılandırma ekibinizdeki her bir birey için stresli bir durumdur. Bunu gerçekten gerekli buluyorsanız yapmak yerinde olacaktır. Elbette yapılandırma sırasında olası hataları sonradan düzeltebilirsiniz ama hata ile işe başlamamak en doğrusu olacaktır.

  • Kendi Ruh Halinizi Yönetmek

Astlarınız nasıl bir ruh hali içinde olduğunuzu çok önemserler, hele ki sıkça değişen bir ruh haliniz varsa. Olgun bir yöneticinin öfke nöbetleri olmaz – olgunluk yaşla ilgili bir şey de değildir. Samimi, gerçek ve art niyet içermeyen kızgınlık bazen etkili de olabilir.

  • Duygularınızı Yönetmek

Ruh halinizle ilgili olarak çalışmalısınız. Ancak hiçbir şeyden etkilenmeyen bir ruh hali de doğru olamayacaktır – çok keyifli, çok hüzünlü veya çok herhangi bir duygusu olmayan bir kişi. Eğer ruh halinizi hep maskelerseniz, insanlar sizi tanıyamayacaktır. Her zaman sakin durmak, farklı bir durumdur. Bazen sakin durmak için sebepler olabilir. En sıkıntılı durumlarda bile sakin kalabiliyorsanız en zor sorunları çözmek için önemli bir adım atabiliyorsunuz demektir. Daha net düşünebiliyor ve daha rahat çözüm bulabiliyorsunuz. Duygularınızı sakinliğinizi kaybetmeden de gösterebilirseniz, insanlar sizin robot değil, yöneticileri olduğunuzu anlayacaklardır.